KOYUNLARDA GEBELİK
TOKSEMİSİ
Gebelik toksemisi,
koyunlarda gebeliğin
son 6 haftasında
rastlanılan
hipoglisemi,
ketonemi, ketonüri,
zayıflık ve körlük
ile karakterize,
stres, yetersiz
beslenme, ikiz ve
üçüz gebeliklerde
yavruların hızlı
gelişmesinin neden
olduğu, subklinik ve
akut seyirli bir
metabolizma
hastalığıdır.
Etiyolojisi:
Birden fazla yavrulu
veya yavrusu iri
olan gebe koyunların
glikoz ihtiyacının
fazla olmasından ve
bu ihtiyacın gerek
gıdalarla ve gerekse
metabolizma yoluyla
karşılanamamasından
ileri gelir. İkiz
yavrulayan
koyunlarda bu
ihtiyaç daha da
fazladır. Gebeliğin
son dönemlerinde
kuzu çok hızlı
büyüdüğü için
annesinin enerji
ihtiyacı büyük
ölçüde artış
gösterir. Bu durum
ikiz ya da üçüz
doğuran koyunların
enerji ihtiyacı daha
fazladır.
Gebeliğin son
haftalarında
fizyolojik koşullar,
çevresel ve beslenme
faktörleri
karaciğeri ağır
metabolik yük
altında bırakır. Bu
faktörler
karbonhidrat
metabolizması
bozukluklarına
predispoze kılar.
Gebelik toksemisine
ortam hazırlayan
başlıca faktörler;
gebeliğin son 1.5
aylık dönemindeki
beslenme şartları,
ikiz üçüz ve dördüz
gebelik, iri cüsseli
yavrular,
karaciğerin
fonksiyonel
yetmezlikleri,
hareketsizlik, aşırı
yağlanma, düzensiz
yemlenme, günde tek
öğün yemleme ve uzun
bir zaman aralığında
yemsiz kalma, ağır
parazit invazyonları,
ani hava
değişiklikleri,
soğuğa maruz kalma,
çok kötü hava
şartlarında
muhafazalı bir
barınağın
bulunmaması, ileri
gebeliğe bağlı
olarak rahimin
işkembeyi
sıkıştırması, Rumen
haraketlerinin
kısıtlanması ve
bunun sonucunda
Rumen sindiriminin
bozulmasıdır.
Patogenezis:
Sindirim sonucu
gerekli glikoz
ihtiyacı
karşılanamaz.
İhtiyacın
karşılanması
amacıyla
karaciğerdeki
glikojen rezervleri
kullanılır.
Devamında yağlardan
glikoneogenetik
yolla glikoz
sentezlenir. Ancak
bu mekanizmalar
yetersiz kalarak
kanda glikoz
seviyesi düşer ve
keton cisimcikleri
artar. Lipid
metabolizmasındaki
bozukluk sonucu
karaciğerde yağ
dejenerasyonu
oluşur.
Semptomlar:
Hasta koyunlar
yürümeye
zorlandığında önünü
görmeden gitme,
sabit bir engele
çarpma, yürürken ön
ayak ve boyun üstüne
yıkılma, suyu
yalayarak içme,
körlük ve şuur
bozuklukları
sebebiyle sürüden
ayrılma, sürüyü
takip edememe ve
hareket etmede
isteksizlik gibi
sinirsel semptomlar
gösterir. Durgunluk
, istahsızlık, diş
gıcırdatma, Rumen
atonisi,
konstipasyon
gözlenir.
Baş ve boyun
kaslarından
başlayarak tüm
yüzlek kaslarda
titremeler,
dudaklarda ve yüz
kaslarında seğirme
hareketleri izlenir.
Nöbet tarzında
iskelet kaslarında
tonik ve klonik
konvilzuyonlar,
ayakta dururken
başını ve vücudunu
sabit bir nesneye
dayama, bazen
yıldızları sayar
gibi başını yukarı
çevirme ve dairesel
tarzda dönme
hareketleri yapar.
Solunum havasında
aseton kokusu
vardır.
Diagnoz:
Hastalığın tanısında
etiyolojik faktörler
ve klinik bulgular
önemli ipuçları
verir. Kesin teşhis
için kan ve idrarda
keton
cisimciklerinin
saptanması, kan
glikoz düzeyinin
ölçümü ve otopsi
bulguları yeterlidir.
Proflaksi:
Ani yem
değişiklikleri
yapılamamalı,
önlerinde devamlı
kuru ot bulunmalı,
konsantre yem üç
öğüne dağıtılarak
verilmeli. Gebeliğin
son 6 haftasında
günlük konsantre yem
tüketimi tedricen
artırılmalı, gebelik
devresinde koyunlar
kapalı tutulmamalı,
gebe koyunlara besi
hayvanlarına mahsus
yemler verilmemeli,
hayvanlar gereksiz
yere
yağlandırılmamalı,
özellikle ketojen
etkili yağlı tohum
küspelerinin fazla
yedirilmemesine
dikkat edilmeli ve
kötü kaliteli silaj
yemleri
verilmemelidir.
Tedavi:
Veteriner Hekiminize
danışınız!
Derleyen:
Veteriner Hekim
Tolga GÜNDÜZ
Kaynak:
|