BRUCELLOZİS (BRUSELLA - MALTA HUMMASI)
Ekonomik kayıplarının yanı
sıra insan sağlığını da etkilemesi nedeniyle hem dünya
ülkeleri hem de ülkemizde, salgın hayvan hastalıkları
ile mücadelede ilk sıralarda yer alan zoonoz bir
hastalıktır.
Etiyolojisi:
Bu hastalığı Brucella bakterileri
oluşturur. Bu bakteriler 6 çeşittir.
- Brucella Melitensis: Koyun ve keçilerde
bu hastalığı oluşturan bakteridir. Sığır, köpek ve
insana bulaşırsa hastalık oluşturur.
- Brucella Abortus: Sığırlarda bu hastalığı
oluşturan bakteridir. Manda, deve, geyik, at, koyun,
köpek, domuz ve insan'a bulaşırsa hastalık
oluşturur.
- Brucella Suis: Domuzlarda bu hastalığı oluşturan
bakteridir. Ren geyikleri, sığır, manda, insan ve bazı yabani
hayvanlara bulaşırsa hastalık oluşturur.
- Brucella Canis: Köpeklerde bu hastalığı oluşturan
bakteridir. İnsan'a bulaşırsa hastalık oluşturur.
- Brucella Ovis: Koçlarda bu hastalığı oluşturan
bakteridir. İnsan ve diğer hayvanlarda hastalık oluşturmaz.
- Brucella Neotomae: Çöl ratlarında bu hastalığı
oluşturan bakteridir.
Brucella
mikroorganizmaları direkt güneş ışığı, dezenfektanlar, pastörizasyon
ve kuru şartlara duyarlıdır. Güneş ışığında 1-12 saatte, 60
oC’de
10 dakikada, 100oC’de
hemen ölürler. Çeşme suyunda 4-8oC’de
birkaç ay, 0oC’de
2.5 yıl, dondurulmuş dokularda birkaç yıl, nemli toprakta 60 gün ve
20oC’de
% 40 nemli ortamda 144 gün canlı kalabilirler. İdrarda 30 gün, atık
fötuslarda en az 75 gün ve uterus akıntılarında 200 günden fazla
canlı kalabilir. Enfekte dışkı materyali ile bulaşık altlıkta 56-61oC’lerde
4.5 saatte tahrip olur. Çiğ sütten yapılan tuzsuz krema yağında
buzdolabında 142 gün, %10 tuz içeren salamura peynirde 45 gün, %17
tuz içerende ise 1 ay canlı kalır. Etin normal dinlendirilmesi
süresince oluşan pH değişikliği (asitlik) ette bulunabilecek
Brucella mikroorganizmalarını öldürmeye yeterlidir.
Brucellozis nasıl bulaşır?
Brusellozis, duyarlı
hayvanlara genellikle enfekte hayvanlarla doğrudan temas yoluyla
veya enfekte hayvanların akıntılarıyla bulaşık çevreden geçer. Atık
yavrular, yavru zarları ve sıvıları, yavru atmış veya doğum yapmış
enfekte bir hayvanın vaginal akıntılarının hepsi son derece fazla
sayıda enfeksiyöz Brucella mikroorganizmalarını içerir. Hayvanlar bu
materyalleri yalayarak veya Brucella etkeni ile bulaşık su ve gıdayı
tüketerek enfekte olurlar. Süt, idrar, dışkı ve eklem sıvıları da
bakterilerin kaynağıdır. Enfekte boğa ve koçların semenlerinde de
etken bulunur ve çiftleşme ile bulaşma olur.Ayrıca enfekte
annelerden yavrularına anne karnında veya doğum sonrası enfekte ağız
sütü yada enfekte diğer hayvanların sütü ile beslenme sonucu bulaşma
görülebilir.
Genel kural olarak
brusellozis bir sürüden diğer bir sürüye enfekte veya enfeksiyöz
etkene maruz kalmış hayvanların sürüye sokulmaları ile görülür. Bu
şekilde bulaşma enfekte veya satın almadan önce enfeksiyona maruz
kalmış hayvanların sürüye sokulması ile görülür. Hastalık aynı
zamanda brusellozisten ari bir sürünün hastalıklı sürü ile aynı
merada otlatılması ile de bulaşır. Ayrıca köpek ve kediler, kuşlar,
yabani hayvanlar atık yavru ve yavru zarlarını bir meradan diğerine
taşıyarak dolaylı olarak bulaşmada rol oynayabilirler.
Brucella
mikroorganizmaları insanlara çeşitli yollarla bulaşmaktadır. En
yaygın bulaşma yolu mikroorganizma ile bulaşık çiğ süt ve süt
ürünlerinin (peynir, krema, tereyağı, dondurma vs.) tüketilmesidir.
Ülkemizde koyun-keçi sütlerinden yapılan peynirler genellikle hiçbir
ısıtma işlemi uygulanmadan yapılmakta ve insanlar için risk
taşımaktadır. Enfekte hayvanlar, hayvan karkasları, atık yavru ve
atık yapan hayvanların genital akıntıları, idrar ve dışkıları ile
doğrudan temas ile bulaşma olabilir. Doğrudan temasta sindirim
sistemi ile bulaşma ön planda olmakla birlikte hasarlı deriden ve
solunum yoluyla bulaşma da söz konusudur. Hayvan gübresi ile bulaşan
sebzelerin tüketimi de insan enfeksiyonlarından sorumlu olabilir.
Hayvan yetiştirenler,
veteriner hekimler ve veteriner sağlık teknisyenleri, mezbaha
çalışanları, et sanayiinde çalışanlar ve laboratuvar çalışanları
brusellozisin bulaşması açısından daha fazla riske sahiptir.
Semptomlar:
Sığırlarda:
Dişi hayvanlarda başlıca belirti yavru atmadır. Yavru atma
genellikle gebeliğin 5-7 nci aylarında görülür. Gebelik süresini
tamamlayarak doğan yavrularda da doğum sonrası hemen ölüm
görülebilir. Yavru zarlarının atılamaması ve uterus iltihaplanması
sonucu tekrar gebe kalma süresi uzar veya kalıcı kısırlık
oluşabilir. Yavru atma ve tekrar gebe kalma aralığının uzaması
nedeniyle laktasyon süresindeki değişiklikler sonucu süt verimi
azalabilir. Tamamen duyarlı sürülerde atık oranı % 30-80 arasında
olabilir. Bütün enfekte hayvanlar yavru atmazlar ve bazı vakalarda
atık oranı çok düşük olup hastalık sinsi seyreder.
Bazı hayvanlarda bacak
eklemlerinde yangı ve şişlikler görülebilir. Erkek hayvanlarda da
üreme organları etkilenir. Enfekte inekler genellikle bir kez yavru
atarlar (bu nedenle enfeksiyonun ilk defa girdiği sürülerde atık
oranı yüksektir). Ancak bazı hayvanlar daha sonraki gebelikleri
süresince de atık yapabilir ve daha sonraki gebeliklerden doğan
yavrular zayıf ve sağlıksız olabilir. Enfekte hayvanların
buzağıları sağlıklı görünseler dahi, enfekte inekler enfeksiyöz
mikroorganizmaları vücutlarında bulundurup saçmaya devam ederler ve
hastalığın tehlikeli kaynakları olarak dikkate alınmalıdırlar.
Ayrıca düşük oranda da olsa enfekte analardan doğan buzağılar
enfeksiyonu gizli olarak taşıyabilirler. Bu buzağılar ilk
gebeliklerine kadar herhangi bir belirti göstermez ve serolojik
testlerde negatif olarak bulunurlar. Bu hayvanlar sürüde hastalığın
devamını sağlayan bir enfeksiyon kaynağı olarak rol oynarlar. Bu
nedenle enfekte bir anadan doğan buzağılar aşılansalar dahi gizli
enfeksiyon devam edebileceğinden damızlıkta kullanılmamalıdır.
İneklerde meme ve meme lenf yumrularında kalıcı enfeksiyon nedeniyle
enfekte hayvanlar yaşamları boyunca sütle zaman zaman
mikroorganizmayı çıkarır ve insanlar için risk oluştururlar.

Koyun ve Keçilerde:
Bu hayvanlarda da başlıca belirti
yavru atmadır. Yavru atma genellikle gebeliğin son 2 ayında görülür.
Canlı fakat zayıf kuzu doğumu görülebilir. Keçiler enfeksiyona
koyunlardan daha duyarlıdır. Keçilerde mikroorganizmaların atık veya
doğumu takiben enfekte uterustan atılımı koyunlara oranla daha çok
ve uzun sürer. Genellikle 2-3 ay , bazen daha uzun sürebilir.
Koyunlarda ise genellikle 3 haftadır. Koyunlarda enfeksiyon kendini
sınırlayıcı karakterde olup, enfekte hayvanlar ortalama 6 ay içinde
enfeksiyondan doğal olarak ari olmaya bir eğilim gösterirler. Ancak
yaklaşık % 20’si daha uzun süre taşıyıcı olabilir. Bir defa atık
yapan koyunlar nadiren ikinci kez yavru atarlar ve tekrar
enfeksiyona oldukça dirençlidirler. Sığırlarda olduğu gibi az oranda
olmasına rağmen enfekte annelerden doğan kuzu ve oğlakların
enfeksiyonu gizli olarak taşıma ihtimali mevcuttur. Atık yapan
koyunlar genel olarak 2 aya kadar sütle mikroorganizmayı çıkarırlar.
Ancak nadiren sütle 140-180 güne kadar da atım tespit edilmiştir.
Keçilerde kalıcı enfeksiyon görülebilir bu durumda mikroorganizma
sütle en az iki laktasyon belki daha uzun süre atılabilir. Koyun ve
keçilerde süt üretiminde azalış sığırlara göre daha fazla
olmaktadır, ancak infertilite oranı sığırlara oranla daha düşüktür.
İnsanlarda:
Hastalığın inkübasyon süresi genellikle 1-3 hafta kadardır, bazen
birkaç aya kadar uzayabilir. Belirtiler hafif veya şiddetli düzeyde,
aniden veya yavaş gelişerek ortaya çıkabilir. Hastalarda sürekli,
aralıklı veya düzensiz bir ateş, terleme, kas ve iskelet sistemine
olan belirgin etkisinin sonucu olarak yorgunluk, dermansızlık, genel
ağrı ve mental depresyon gibi semptomlar görülür. En çok
etkilenen eklemler kalça, diz ve dirseklerdir. Bazı hastalarda
klinik olarak ürogenital semptomlar belirgindir. Ayrıca mide-barsak,
akciğerler, kan yapan organlar, cilt ve nadiren de kalp-damar
sistemi ve beyin (menenjit) etkilenir. Brucella mikorganizmaları
insanlarda hayvanlardaki gibi özellikle bir düşük etkeni değildir.
Bu nedenle bruselloziste insanlardaki düşük riski diğer bakteriyel
enfeksiyonların seyrinde görülebilecek düşük riskinden fazla
değildir. Erkek hastalarda testis, epididimit ve veziküloseminallere
yerleşim sonucu akut orşit, epididimitis gelişimi daha sıktır.
Hastalığın süresi birkaç haftadan birkaç aya kadar uzayabilir.
Teşhis:
- Semptomlara bakılarak Brucellozis ten şüphe edilir.
(Özellikle gebeliğin 5. ayından sonra hayvanların yavru
atmaları)
- Atık yavru üzerinde ve plesantasında oluşan nekrotik
oluşumları görmek suretiyle.
- Laboratuar muayeneleri ile.
- Rose Bengal testi
- Tüp aglutinasyon testi
- Komplement Fixasyon testi
- ELİSA testi
- Agar İmmundifüzyon testi
- Sütte Ring testi

Tedavi:
- En yakın Veteriner Hekiminize başvurunuz!
- Tedavisi çok uzun ve masraflı oluşundan ayrıca kesin sonuç
alınamadığından bu hayvanlar teşhis edilir edilmez zorunlu
kesime sevk edilirler.
- Brucellozis ülkemizde ihbarı mecburi ve tazminatlı
hastalıklar sınıfındadır.
Korunma:
Brucellozis mücadelesinde başlıca 2 ana yöntem
vardır.
- Reaktörleri (Hastalık pozitif, şüpheli, hastaların saglam
doğan buzağıları, çiftlikteki köpekler) elimine ederek ve sıkı
hijyenik önlemler alarak sürüleri " Brucellozis Free" ( Brusella
hastalığından ari ) duruma getirmek.
- Erişkinler arasında reaktörleri elimine etmek, buzağıları
aşılamak.
Ülkemizde Brucelloz aşısı olarak "Canlı Liyofilize
S-19 suşu" kullanılmaktadır. Bu buzağılara 4-8. aylarında
dişilere uygulanmaktadır. (Erkeklerde aşı orchitis'e neden olur.
Ayrıca sperm kalitesi bozulacağından fertilite düşer.) Bu aşı ile
aşılanan hayvanlarda klinik abortus (Yavru atma) olayı büyük ölçüde
azalır. Fakat aşı enfeksiyonu önlemez. Bu aşı ile alınan sonuçlar,
aşının yapıldığı tarihte hayvanın yaşına göre farklılıklar gösterir.
Hastalığın bulaşmasını önlemek için:
- Yeni alınacak hayvanların mümkünse "Brucella hastalığından
ari" seritifikası olan işletmelerden alınması; Mümkün değilse
kan, süt gibi numuneler alarak hayvanlara serolojik testler (Rose
Bengal gibi) uygulandıktan sonra alınıp sürüye katılması!
- Her 6 ayda bir işletmedeki bütün hayvanlardan kan alınarak
serolojik testlerle rutin kontroller yapılmalı!
- Kesinlikle Suni tohumlamaya önem verilmeli! Hayvanların
içinde boğa bulundurularak hastalığın yayılmasının önüne
geçilmeli!
- Yavru atan yada şüphelenilen inekler hemen diğer
hayvanlardan ayrılarak işletme içinde karantina altına alınmalı
gerekli testler uygulanmalı!
- Bu tarz hayvanların yavru suları, atık yavru, kan vb
hastalık bulaştırabilecek akıntı yada parçalar çok acele
temizlenmeli , gömülmeli ve bölge dezenfekte edilip
kireçlenmeli!
- Hastalarla yada ürünleri ile temasta olan köpeklerin imha
edilmesi yararlı olur!
DERLEYEN:
Vet. Hek. Hayri YENİYURT
|