Web sitemize hoşgeldiniz, 29 Ekim 2025,
REKLAM ALANI
KETOZİS

Sığırlarda asetonemi, asetonüri, hipoglisemi, karaciğer dejenerasyonu ve sindirim sisteminde fonksiyonel bozukluklara yol açan, karbonhidrat metabolizmasının bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkan, subakut ve kronik seyirli bir metabolizma hastalığıdır. Kanda glikoz seviyesinin düşmesi, karaciğer glikojeni ve diğer glikoz rezervlerinin tükenmesi, glikoneogenetik aktivitenin düşmesi, karaciğerde yağ dejenerasyonu ve vücutta keton cisimlerinin artışı ile karakterizedir.

   Etiyolojisi:

   Hastalığın ortaya çıkmasında etkili olan asıl nedenler; laktasyonun ilk aylarında artmış olan enerji ihtiyaçlarının karşılanamaması, rasyonların özelliği ve çeşitli akut ve kronik seyirli hastalıkların etkisi sonrasında oluşan ketozis olguları dört formda incelenebilir.

    Verilen yemlerdeki karbonhidrat miktarının azlığı dolayısıyla ön midelerde glikoz metabolizması azalmakta, buna karşın karaciğerde yağ metabolizması artmaktadır. Fakat laktasyondaki ineklerde verilen karbonhidrat miktarının azlığı devam ederse, hayvan enerji gereksinimini, yağ dokulardan veya diğer dokulardan karşılamak zorunda kalır, hastalık ilerleyerek klinik ketozise dönüşür.

     Rasyonların ketojenik özellikte (ketojenik silaj yemleri) olmaları, ayrıca lipojenik özellikte yemler; yağlı tohum küspeleri ve protein değeri yüksek, selüloz miktarı düşük rasyonlar ketozisin ortaya çıkmasında etkili olmaktadır. Laktasyonun ilk üç ayında bu tip yemler yedirildiğinde hastalık daha sık ortaya çıkmaktadır.      Verilen rasyon yeterli ve dengeli olabilir, fakat hayvanın diğer hastalıklara bağlı olarak iştahı azalmış olabilir. Birçok hastalığın seyri sırasında veya sonrasında görülmektedir.  Asıl hastalığın sağaltılmasıyla ketozis kendiliğinden iyileşebilir.

   Semptomlar:

   Klinik semptomların şiddeti hipogliseminin derecesine, karaciğerin fonksiyonel yetersizliklerinin derecesine ve kan serumundaki keton cisimlerinin miktarına göre değişir. Hastalığın başlangıç dönemlerinde idrar, süt ve kanın biyokimyasal muayenelerinde; değişik dercede ketonüri, ketonemi, ketolakti, hipoglisemi ve bunlara bağlı klinik semptomlar dikkati çeker. Kinik ketozi sığırlarda iki forma seyreder.

   Sindirim Sistemi Formu; İlk ortaya çıkan semptomlar sindirim sistemi ve süt verimi ile ilgilidir. Hastalık doğumdan birkaç hafta sonra başlar ve yavaş gelişen bir indigasyonla seyreder. İştah birden azalır veya tamamen kesilir. Hayvan kuru ot yemeyi tercih eder, yemi seçerek alır ve yem alımı oldukça azalmıştır. Hayvanda su alımı azalmış, rumende atoni şekillenmiş ve sert bir kıvam almıştır. Dışkının kuru ve muhatla örtülü olduğu görülür. Defekasyon sıklığında azalma görülür. Sütün kıvamı koyulaşır, krema görüntüsünü andırır, kaynatıldığında pıhtılaşır ve lezzeti değişmiştir.

   Ketozis olaylarında hayvan durgun, hareket etmede isteksiz, karın çekik ve bel hafif kambur görünüştedir. Ketozisli ineklerin solunum havasında , deride, idrarında ve sütünde tipik bir aseton kokusu algılanır.

   Sinirsel Form; Ketoziste hastalığın başlamasından 5-10 gün sonra sinirsel semptomlar ortaya çıkar. Hasta agresif davranış sergiler, yem niteliğinde olmayan maddeleri yer, ayakları ile yere vurur, yemliklere çıkmak gibi sinirsel semptomlar gösterir. Dokunulduğunda, yürütüldüğünde, tespit edildiğinde, titreme, çırpınma ve saldırma hareketleri yapar. Şuuru bozulur. Diş gıcırtısı, yalama hareketleri, boş çiğneme hareketleri, böğürme, yürüyüşte koordinasyon bozuklukları ve sağa sola saldırma gibi semptomlar gösterir. Sinirsel semptomların ortaya çıkışından sonra hastalığın seyri nispeten hızlanır ve 3-4 gün içinde ayağa kalkamaz hale gelir.

   Diagnoz:

   Klinik bulgulara bakılarak tanımak mümkündür. Anemnez bilgileri, solunum havası ve derideki aseton kokusu hastalık şüphesini artırır. Klinik bulgularla birlikte süt ya da idrarda semikantitatif olarak mutlaka keton cisimlerinin varlığı aranmalıdır.

   Prognoz:

   Hayvanlar doğum öncesi iki ay kuruya alınmalıdır. Doğuma bir ay kala yavaş yavaş artırılarak dengeli rasyonlarla hayvanlar beslenmelidir. Doğum sonrası hayvanın artan gereksinimlerini sağlamak için rasyon dengeli bir şekilde düzenlenmelidir. Hayvanların aşırı yağlanmamasına ve zayıflamamasına dikkat edilmelidir. Rasyonlara yeterli miktarda kobalt, fosfor, mangan gibi iz elementler ve A vitamini ilave edilmeli, ayrıca doğumdan sonra 1-1,5 ay süreyle, günde 100 gr miktarında sodyum propiyanat yemle birlikte verilmelidir.

   Tedavi:

   Veteriner Hekiminize danışınız!

   Kaynak:

  • Prof. Dr. Yusuf GÜL (Geviş Getiren Hayvanların İç Hastalıkları)

Etiketler:

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz