İNEKLERDE
GEBELİK TEŞHİSİ
İneklerde gebeliği erken teşhis etmenin önemi çok
büyüktür. İster etçi sığırlarda isterse sütçü sığırlarda
olsun, en büyük amaç sürü için ortalama 12 aylık
buzağılama aralığı elde etmektir. Bu amaca ulaşmak için
katkıda bulunan her idari uygulama çok büyük önem taşır.
Gebelik teşhisi bu uygulamalardan sadece birisidir.
Tohumlandığında gebe kalmayan ineklerin büyük kısmı
tohumlandıktan yaklaşık 21 gün sonra tekrar östrus
(Kızgınlık - Boğasama - Keleseme)
gösterir. Bir takım farklı sebeplerden dolayı az bir kısmı
da östrus göstermez. Östrus göstermeyen bu gruptaki
ineklerin mümkün olduğu kadar erken bir zamanda gebe kalıp
kalmadığının tespit edilmesi
gerekir. Ne kadar iyi bir yönetim programı uygulanırsa
uygulansın tekrar östrusa dönen bütün inekler teşhis
edilemez. Biraz daha fazla özen gösterilerek mümkün olduğu
kadar östrusta erken teşhis edilen inekler tekrar
tohumlanır.
En ideal gebelik testi doğru sonuç veren ve az masrafla
yapılandır. Gebelik testi çiftlik personeli tarafından
süt, idrar ve kolayca elde edilebilen diğer numunelerle
tohumlamadan sonraki 17 - 19 günlerde rahatça
uygulanabilmelidir. Bugün böyle bir test henüz mevcut
değildir. Sütteki progesteron miktarının belirlenmesi için
uygulanan test birtakım gelişmelerin sağlandığını
göstermektedir. Bu testler tohumlamadan 21 - 24 gün sonra
alınan süt örnekleri üzerinde yürütülmektedir. Tahliller
uygun cihazlarla laboratuarlarda veya ticari enzim
immunoassay progesteron kiti kullanarak çiftliklerde
yapılmaktadır. İneklerde gebeliği teşhis etmek için
kullanılan rektal palpasyon pratik olarak önemini
korumaktadır.
Rektal Palpasyon:
Gebelik teşhisinden en fazla yararlanmak maksadıyla
önce uygulanabilir bir cetvel hazırlamak sonra da onu sıkı
bir şekilde takip etmek gerekir. Suni tohumlama uygulanan
sürülerde her hafta uygulanacak rektal palpasyon
programları yapılması önerilmektedir. Bu en iyi şekilde,
her hafta aynı gün aynı zamanda bu maksatla planlandığı
zaman başarılır. Bundan sonra verilecek karar, tohumlamayı
müteakip ineklerin ne zaman rektal muayene yapılması
gerektiğine bağlıdır. Suni tohumlama uygulanan sürülerde
ilk rektal palpasyon tohumlamadan sonraki 35 - 42. günler
arasında yapılmalıdır. Bu devrede rektal muayene çok fazla
uzmanlık gerektirmesine rağmen esas mesele gebe olmayan
inekleri tespit ederek gelecek bir kaç gün içerisinde
onları daha dikkatlice gözlemek ve kızgınlık gösterenleri
belirlemektir. Muhtemelen bu devrede gebe olmayan bir çok
inek tohumlandıktan sonra 21. günde östrus gösterdiği
halde teşhis edilmemektedir. Bu dönemde bulunan bütün
şüpheli ineklerden bir grup oluşturularak östrus
gösterenleri tespit etmek için dikkatlice gözlenir.
Tohumlamadan sonraki 60 gün içerisinde östrus göstermeyen
bütün inekler bu sürenin sonunda rektal muayeneye tabi
tutulmalıdır. Tohumlandıktan 30 - 35 gün sonra oluşan
gebeliklerin % 1 - 2 si embriyonik mortalite ile
sonuçlanabileceğinden 60 gün sonra yapılan muayenelerde de
bunlar gebe kalmamış olarak ayrılabilir. Herhangi bir
hastalığa bağlı olmaksızın tohumlamadan 60 gün sonra yavru
atmaya bağlı olarak 1 - 2 gebelik son bulabilir. Her bir
ineğe ait tüm gebelik muayenelerinin kesin sonuçları
kaydedilmelidir.
Bireysel et sığırı işletmelerinin yöneticileri bir
dereceye kadar gebelik muayenesinin ne zaman yapılacağını
zorla kabul ettirmek ister. Şayet yönetim sürüde
tohumlanan dişileri elinde tutmayı önemli buluyorsa
yukarıda izah edildiği gibi yapılmalıdır. Genellikle
gebelik muayenelerine sadece gebe olmayan değersiz
inekleri seçip ayırmak üzere karar vermek için başvurulur.
Çünkü, gebe olmayan ine!derin kış boyunca bakılıp
beslenmesi arzu edilmez.

Rektal Palpasyonla Muayene
Edilebilecek Oluşumlar:
Diğer organların yerini tayin etmek için rehber olarak
kullanılan en belli başlı organ cervixtir. Cervix ise
palpasyonla kolayca teşhis edilebilir. Cervixin pozisyonu,
yaklaşık genişliği ve hacmi gebelik devresinin
belirtilerini gösterir ama yapılacak teşhis asla sadece te
cervix belirtileri üzerine tesis edilmemelidir.
Gebelik teşhisi ekseriyette uterus ve uterus
muhteviyatının tanınması esasına dayanır. Pelvisle
ilişkili olarak uterusun hacmi kendi pozisyonunu
etkilemekle olup bu durum kaydedilmelidir. Uterus
çeperinin kalınlığı ve tonüsü önemlidir. Gebelik
ilerledikçe uterusun duvarı daha da incelmekte ve gebe
olmayan ineklerin uterusu ile mukayese edilirse çok
elastiktir. Bu bilhassa, gebelik ile gebe olmayan uterusun
genişlemesine sebep olan bir durum arasındaki farkı ayırt
etmek için çok önemlidir. Uterus gövdesinin bir bölgesinde
gebeliğin 30-50. günleri arasında dorsal şişkinlik
hissedilir. Uterus duyan bu bölgede hem en incedir hem de
uterus muhteviyatının etkisi ile oluşturulan basınç burada
şişkinlik oluşmasına sebep olur.
Uterus duvarı baş parmak ve işaret parmağı arasında
hafifçe kavranarak biraz kaldırıldığında koryonik membrane
fark edilebilir. Biraz alışkanlık kazanmış birisi baş
parmakla diğer parmaklar arasında membranın kaydığını
hisseder. Böylece, "membran kayması" terimi bu
yöntemi tanımlamak için kullanılmaktadır. Plasentom (karünkül
kotiledon)'lar 120. güne kadar uterus duvarı aracılığı ile
muayene edebilmek için yeteri kadar büyümüştür. Bunlar
başlangıçta findık büyüklüğünde iken gebeliğin sonlarına
doğru elma büyüklüğüne erişir.
Uterus muhteviyatı pa edilecek en müspet teşhis
malzemesidir. Gebeliğin 35-50. günleri arasında oldukça
kabarık olan amnion, baş parmak ve işaret parmağı yardımı
ile kornu uteriler palpe edilerek teşhis edilebilir. Bu
muayene uterus kornusunun ucundan başlamak içeri suretiyle
hafif bir basınç uygulayarak baş parmak ve işaret parmağı
geriye doğru cervixe sonr kadar hareket ettirilerek
yapılır. Amnion 50 gün sonra yumuşamaya başladığından 60
günden sonra artık hissedilmez. Tohumlandıktan 60 gün
sonra belli bir döneme kadar fetus palpe edilebilir. Büyük
cüsseli ineklerde yavru karın boşluğuna doğru
sarkacağından 170 - 230. günlerde yavruya erişilemez.
Ovaryumlar gebeliğin 120. günlerine kadar palpe
edilebilir. Ovaryum üzerindeki fizyolojik oluşumlar ineğin
gebe olup olmadığını teşhis etmeye yardımcı olur. Korpus
luteum daima gebeliğe eşlik eder. Bununla beraber
bilinmesi gerekir ki, bir korpus luteum daima bir
gebelikle birlikte bulunmaz. Korpus luteumun yokluğu
ineğin gebe olmadığını doğrulamaktır.
Fremitus:
Özellikle gebeliğin belli döneminde gebelikle ilgili arteria uterina mediadaki pulzasyon gebelik teşhisine
yardımcı olabilir. Bu pulzasyon (nabız atışı, fremitus)
internal iliak (os iliumla ilgili) arterinden ayrılan ve
pelvisin kranial kenarı yakınında, sağ tarafta broad
ligamentinden uterusa geçen arteria uterina mediada
hissedilir. Bu ligamentin katları arasında asılı olarak
bulunan söz konusu arter rektum duvarı vasıtasıyla kolayca
bulunarak aşağı yukarı serbestçe hareket ettirilebilir.
Arteria uterina media gebe olmayan ineklerde 3-4 mm
çapında olup pulzasyonun net olarak hissedilmesine izin
verir. Gebe ineklerde fetus yeteri kadar büyüyüp kan
ihtiyacı arttığında bu arter genişlemeye başlar. Gebeliğin
sonuna doğru çapı 1-1.5 cm ye ulaşır. Genişleyen bu art
erdeki pulzasyonun çok daha güçlü olması kanın artarak
uterusa ulaştığını gösterir. Gebeliğin 120. gününden sonra
arteria uterina media yeteri kadar genişlemiş olup rektal
paipasyonla gebelik teşhisini doğrulayıcı olarak
kullanılmaktadır.
Gebeliğin 35-40. Günlerinde Rektal Palpasyon Bulguları:
Gebeliğin bu devresi daha sonraki devrelere göre çok
fazla maharet gerektirir. Bununla birlikte rektal
palpasyon hakkıyla uygulandığı zaman aşağıdaki çok değerli
özellikler teşhis edilebilir.
- Dişi genital kanalı ileriye doğru uzanmış büyük cüsseli
inekler hariç, uterus pelvisin tabanı üzerindedir. Teşhis
edilebilir dorsal şişkinlik yüzünden kornu uterilerin
birisinde biraz büyüme hissedilir. İçerisi sıvı dolu
olarak hissedilen uterus duvarı incelmiştir.
- Yavru zarlarında bilinen kayma hareketi vardır.
- Yaklaşık yumurta sarısı büyüklüğünde amnion kesesi
teşhis edilebilir.
- Amnionu taşıyan kornu uteri tarafındaki ovaryum
üzerinde korpus luteum vardır.
Gebeliğin 45- 50. Günlerinde Rektal Palpasyon
Bulguları:
- Uterus hala pelvis tabanı üzerindedir. Embriyonun
bulunduğu kornu uterinin çapı 5-6,5 cm ve dorsal şişkinlik
daha bariz olmak üzere kornular arasındaki büyüklük farkı
aşikardır.
- Amnion kesesi yaklaşık tavuk yumurtası büyüklüğündedir.
- Yavru zarlarının kayması her iki konuda da hissedilebilir.
- Gebeliğin oluştuğu kornu uteri tarafındaki ovaryum
üzerinde korpus luteum vardır.
Gebeliğin 60. Günlerinde Rektal Palpasyon Bulguları:
- Gebeliğin oluştuğu kornu uteri pelvisin kenarı üzerine
doğru uzanmış olup içensi su dolu bir balon gibi
hissedilmektedir. Bu kornu 6,5-7,6 cm çapındadır Bundan
sonra dorsal şişkinlik tespit edilemez.
- Her iki kornuda yavru zarlarının kayması hissedilebilir
ama amnion kesesi teşhis edilemez.
- Uterus kornusunun dışbükey yüzeyi üzerine elle hafif
bastırıp sonra eli çabucak geriye doğru biraz çekerek
yaklaşık 5 cm uzunluğundaki fetusa çarpmalar
hissedilebilir.
- Yavrunun bulunduğu kornu tarafindaki ovaryum üzerinde
korpus luteum vardır.
Gebeliğin 90. Günlerinde Rektal Palpasyon Bulguları:
- Uterus pelvisin kranial kenarı üzerine doğru epeyce
çekilmiş olup çapı da 8-10 cm ye ulaşmıştır.
- Fetus 10-l5cm uzunluğa erişmiş olup kolayca palpe
edilebilir.
- Gebelik oluşan kornu tarafındaki ovaryum üzerinde
korpus luteum vardır.
Gebeliğin 120. Günlerinde Rektal Palpasyon Bulguları:
- Uterus, pelvisin kranial kenarı önüne iyice yaklaşmış,
cervix uteri de pelvisin kranial kenarına doğru
çekilmiştir.
- Fetusun uzunluğu 25-30 cm'ye erişmiş olup palpasyonda
anatomik kısımları ayırt edilebilir.
- Küçük plasentomlar mevcuttur.
- Gebelikle ilgili nabız hissedilebilir.
- Gebeliğin oluştuğu korn tarafındaki ovaryum üzerinde
korpus lute bulunmasına rağmen ona ulaşmak zordur.
Gebeliğin 150. Günlerinde Rektal Palpasyon Bulguları:
- Uterus karın boşluğu içerisine doğru iyice çekilmiş ve
cervix pelvisin kranial kenarı üzerine yerleşmiştir.
- Fındık büyüklüğünde müstakil olarak bulunan plasentomiar elle fark edilebilir .
- Fetus iyice şekillenmiş ve 35-40 cm uzunluğa
erişmiştir. Fakat büyük cüsseli ineklerde fetusa ulaşmak
güçtür.
- Arteria uterina medianın çapı 0,6 - 1.25 cm ye ulaşmış
olup gebelikle ilgili nabız oldukça belirgindir.
Gebeliğin 170- 230. Günlerinde Rektal Palpasyon
Bulguları:
- Cervix, pelvisin kranial kenarı üzerinde bulunmaktadır.
Aynı zamanda aşağıya doğru bükülerek dirsek yapmış da
olabilir.
- Uterusun dorsal yüzeyi gergin olup elle dokunmak zordur.
- Plasentomlar büyümüş ve hacim bakımından farklı
oldukları gibi uterusun gergin olması yüzünden
palpasyonuda zordur.
- Karın boşluğunun derin olması yüzünden özellikle büyük
cüsseli ineklerde fetusun palpasyonu çok zor olmaktadır.
- Arteria uterina medianın çapı 1.25 -1.4 cm'ye
ulaşmıştır. Burada kuvvetli bir pulzasyon
hissedilmektedir.
Gebeliğin 230-280. Günlerinde Rektal Palpasyon
Bulguları:
- Fetus, elle yakalayıp geriye çekilmeyecek kadar
büyümüştür. Genellikle fetusun .başı veya ön ayakları
palpe edilebilir.
- Fetusun hareketleri sık sık hissedilmektedir.
İneklerde Gebelik Teşhisi ile
Karışabilecek Vakalar:
Uterusun kat kat büyümesinin sebebi besbelli
gebeliktir ama uterus sadece gebelik nedeniyle genişlemez.
Yukarıda tanımlanan gebelik devrelerinin her birisi, bir
veya daha fazla nedenlerden. dolayı genişlemiş olan
uterusla karıştırılmamalıdır.
1- Piyometra:
Piyometra kapalı halde bulunan uterus içerisinde irin
toplanmasıyla karakterize bir durumdur. Piyometra
gebeliğin başlangıcından önce veya tohumlama zamanında
enfeksiyon mikroorganizmalarının uterusa girmesiyle
meydana gelir. Enfeksiyon mikroorganizmaları gebeliğin
başlamasına engel olmamasına rağmen gebelik oluştuktan
sonraki farklı zamanlarda erken embriyonik ölümlere veya
erken devrede fetusun ölümüne sebep olur.
Kapalı durumdaki uterusta gebelik mahsulü olan embriyo
veya fetus ve dışarı atılmaz ise dejenere olur ve irin
şekillenir. Bazı vakalarda nispeten az miktarda olan irin,
kimi zaman birkaç litreye kadar ulaşabilir fazla olduğu
takdirde korpus luteumun yıkılmasını sağlayan PGF2α 'nın
uterustan salgılanmasını önlemiş olur. Sonuçta korpus
luteum fonksiyonel olarak kalır. Bu durum uzun bir zaman
devam edebilir.
Gebelik devresinde uterus çeperinin daha kalın, sünger
ve elastiki olmasıyla gebelik piyometradan ayrılır.
Ayrıca, irin gebelik sıvısından daha viskoz olup bir
kornudan ötekine sık sık hareket ettirilebilir. Elbette,
piyometra vakalarında uterus içerisinde palpe edilecek
fetus yoktur. Piyometradan ayırt edilmesi gereken gebelik
devresi 45.- 120. günler arası dönemdir.
2- Metritis:
Metritis belli bir özelliği bulunmayan, irin görülmesi
ile karakterize bir uterus enfeksiyonudur Vulva dudakları
üzerinde ve kuyruğun vulvaya sürtünen kısmında irin
görülebilir. Aynı zamanda östrus akıntısında donuk, sarı
veya beyaz renkli, ince irin parçalan bulunabilir. Uterus
çeperi kalınlaşmış ve süngerimsi bir vaziyet almıştır. Bu
durum gebelik devresinin 35-40. günleri ile karıştırılmış
olabilir.
3- Fetusun Mumyalaşması:
Uterus içerisinde fetusun ölmesi sonucu suyunun ve
yumuşak dokuların resorbe edilmesi durumuna fetusun
mumyalaşması denir. Durumun teşhis edildiği döneme bağlı
olarak yavru kitlesi katı veya yarı katı bir top
vaziyetinde bulunur. Gebeliğin 90 - 120. günlerinde
mumyalaşmış bir fetusla normal gebeliği ayırt etmek
kolaydır. Yine de gelişigüzel ve dikkatsizce yapılan bir
palpasyonda mumyalaşmış fetus normal bir fetusmuş gibi
yanlış anlaşılabilir. Tekrarlanan palpasyonlarda yavru
kitlesinin çevresinde sıvı yokluğunun fetusun anlaşılması
farklı özellikteki mumyalaşmış fetusun kesin teşhisinin
ortaya çıkmasını sağlar.
Rektal Palpasyon Esnasında
İneklerin Zaptedilmesi:
Rektal palpasyon esnasında inekler uygun şekilde zapt
edilmelidir. Muayeneyi yapacak olan kişinin korunması ve
palpasyonun sıhhatli olması için gereken önem
verilmelidir. İyi bir rektal muayene yapılabilmesi için
yetiştiricilerin uygun bir travayı bulunmalıdır.
Muayenenin rahatça yapılabilmesi için travayın, ineğin
geriye dönmesine izin vermeyecek kadar dar ve aynı zamanda
ineğin üzerinden atlayamayacağı kadar da yüksek ve
emniyetli olması gerekir. Demir bir boru veya
yuvarlaklaştırılmış bir kalas hayvanın geriye doğru
yapacağı hareketleri önlemek için kullanılabilir. Travay
genişliğinde dar ve rektum seviyesinde aşağıda olan bir
kapı hemen ineğin arka kısmından kapatılarak palpasyon
yapacak kişinin korunması için uygundur.

Sütte Progesteron Tayini:
Sütteki progesteron seviyesine dayanarak gebelik
sonuçları hakkında bilgi verilebilir. Ostrus siklusu
süresince alınan kan ve süt ineklerdeki rogesteron
düzeyleri birbirine paralel bulunmaktadır. Süt progesteron
düzeyleri, korpus luteumun önceden tespit edilmiş
örneklerine uymaktadır. Süt progesteron seviyesi siklusun
ortalarında yüksek olmasına rağmen östrustan biraz önce,
östrusta ve östrustan hemen sonra düşük düzeydedir.
Süt progesteron testi kullanarak gebeliğin
belirlenmesi tohumlamadan sonraki 21-24. günlerde alman
sadece bir süt numunesindeki progestron düzeyine dayanır.
Test sonucunda müspet sonuç veren yani rogestercn miktarı
11 ng/ml den fazla olan inekler rektal plapasyonla
belirlendiği gibi %80 gebe bulunmaktadır. Esasen, test
sonucunda menfi sonuç eren veya süt progesteron miktarı 2
ng/ml den az olan bütün inekler gebe değildir. Bu
progesteron düzeyleri yağlı süt örneklerine dayanır. Eğer
analizler yağlı süt veya yağsız süt kullanılarak yapılırsa
pozitif ve negatif test sonuçlarını belirlemek için
kullanılan progestron hormon düzeyleri, buna göre
ayarlanmış olmalıdır Progesteronun lipid yapılı olmasından
dolayı progesteron düzeyi, yağlı süte göre kaymak ve yağda
daha fazladır. Tohumlamadan sonraki 21-24. günlerde
progesteron düzeyine dayanarak belirlenen gebelik oranı
ile 40-60. günlerde belirlenen gerçek gebelik oranı
karşılaştırıldığı zaman ikisi arasındaki fark pozitif test
gerçeğinin hileli oluşuna bağlanır. Gerçekte, bu ineklerin
bir kısmı östrus siklusunun görülebileceği 21-24. günlerde
veya bu günlerden biraz önce bilfiil gebe olabilir. Bu
durumdaki inekler tohumlamadan sonraki 40-60. günlerde
rektal muayene yapıldığı zaman gebelik teşhis edilemez ise
bunun sebebi büyük ihtimalle embriyonik mortalitedir.
Bilinen yetiştirme hastalıklarını taşımayan virjin
(hiç çiftleşmemiş) düveler üzerinde yapılan araştırmalara
göre, bu düveler östrusun ikinci yarısında suni tohumlama
yöntemiyle tohumlandığı zaman gebelikteki
başarısızlıkların sebebi % 46-75 oranında embriyonik
mortalitedir. İneklerde embriyo ölümlerinin çoğu, normal
gününde östrusa dönecek kadar erken zamanda meydana gelir.
Bununla beraber embriyoların önemli bir kısmı
tohumlandıktan sonraki 20 ile 40. günler arasında ölür.
Tahmin edilebileceği üzere. birkaç sığır sürüsünden
bunları temsil edecek biçimde örnekler ele alınarak
incelendiği zaman, gerçek gebelik oranı ile önceden tahmin
edilen oran arasındaki fark embriyonik mortaliteden ileri
gelebilir. Pozitif örneklerin bazıları, uzun fakat normal
östrus siklusu göstererek gebe kalmayan ineklerden
bazıları da yanlış inek veya siklustaki yanlış zamanlamaya
bağlı olarak hatalı örneklemeden dolayı ortaya çıkabilir.
Gebeliğin 21 ile 24. günleri arasında alınan süt
örneklerinden yararlanarak 60 günlük gebelikleri tam
olarak önceden tahmin etmek için kullanılabilecek bir
metot son derece cazip görülmektedir. Bununla beraber,
embriyonik mortalite ile ilişkili oluşabilecek
problemlerden dolayı bu sonuca ulaşmak pek kolay
olmamaktadır.
Süt veya kandaki progesteron miktarını ölçmek için
kullanılan en geçerli metot radioimmunoassay yöntemidir.
Bu yöntem tecrübeli teknisyenler tarafından bu maksatla
teçhiz edilmiş bir laboratuarda yapılmalıdır. Yeterli
hacimde örneklerin ulaştırıldığı başarılı bir laboratuar
3-5 günde sonuçları ilgiliye ulaştırabilir. Böylece gebe
kalmayan ineklerin, rektal palpasyonla mümkün olandan çok
daha önce teşhis edilmesi sağlanmış olur. Yine de, sadece
bu maksatla merkezi bir laboratuar kurmak, ancak inek
populasyonunun çok fazla olduğu bölgelerde mümkündür.
Çiftliklerde bulundurularak pratik olarak kullanılmak
üzere birkaç farklı enzim immunoassay progesteron kiti
vardır (ineklerde östrus teşhisine bak).
Radioimmunoassayın doğruluk derecesine benzer sonuçlar
veren kantitatif kitler, geniş çaplı sürülerde en iyi
şekilde kullanılmaktadır. Eğitilmiş bir kimse bu sürülerde
bütün örnekleri işlemek üzere uygulamalar yapabilir.
Kalitatif kitler çoğu sürüler için daha pratiktir. Kit ile
ilgili broşürdeki talimatlara titizlikle uyulduğunda bir
saat içerisinde örneklerin sonuçları alınabilir. Klitatif
kitler kullanıldığında, gebeliği belirten yani yüksek
progesteron seviyesi gösteren örnekler ile, gebeliğin
olmadığım gösteren düşük progesteron seviyeli örnekler
arsındaki ayırım işlemi mutlaka yapılmalıdır.
Gebeliğe Özgü Protein "B" :
İneklerin plasenta dokusunda gebeliğe mahsus protein
B'nin varlığının ortaya çıkarılması, izolasyonu ve kısmen
saflaştırılması sonucu, radioimmunoassay ile Protein B'nin
teşhis edilmesine imkan veren bir antikor üretilmiştir.
Halbuki bu protein, tohumlamadan sonra 24 gün gibi erken
bir zamanda inek ve düvelerin kanında teşhis edilebilir.
Tohumlamadan 30 gün sonra alınan kan örneklerinde bu test
daha doğru sonuç verir. Yapılan bir araştırmaya göre,
tohumlamadan 30-35 gün sonra alınan kan örneklerinin
protein B yönünden pozitif olanları, tohumlamadan 70 gün
sonra rektal palpasyonla teşhis edilen gebelikler ile
karşılaştırıldığı zaman gebelik teşhisi yönünden Protein
B'nin doğruluk derecesi ineklerde % 86, düvelerde % 95
bulunmuştur. Gebe kalmayan inek ve düveleri teşhis etmek
için tohumlamadan sonraki 30-35. günlerde alınan kan
örneklerinde protein B bakımından %100 negarif test
sonuçları elde edilmiştir.
Pozitif sonuç veren örneklerde doğruluk oranının çoğu kez
daha düşük olması, rektal palpasyonla teşhisin
doğrulanmasından önce meydana gelen embriyo ölümlerinden
kaynaklanmaktadır. Bu problem gebelik teşhisinde süt
progesteronunun analizi ve kullanılması ile ilişkisi olan
önceki bölümde tartışılmıştır. Embriyo ölüm oranı inekler
ve düveler arasmdaki bütün farklılığın sebebini izah
edemeyebilir. İmmunolojik olarak aktif protein B,
ineklerde doğum sonu 80. güne kadar bulunmaktadır. Bu
durum, doğum yaptıktan 60 gün sonra tohumlanmış ve
tohumlamadan 30 gün sonra örnekler alınmış olan inekler
için bir problem oluşturmaz. Fakat, protein B'nin doğum
sonu etkinliği doğum sonu 60 güne kadar tohumlanmış
ineklerde yanlış sonuçlar verebilir. Gebelik testi için bu
metodun süt progesteron testi ile karşılaştırılması
neticesinde, süt progesteron testine göre bu metodun gebe
inekleri teşhis etmede daha kesin, gebe olmayan inekleri
teşhis etmede de eşit derecede doğru sonuç verdiğini
göstermektedir. Protein B radioimmunoassay maksadıyla
teçhiz edilmiş bir laboratuarda tahIl edilmelidir. Bu
yüzden birçok sürü için Protein B, süt progesteron
yöntemindeki enzim immunoessay kiti kadar pratik değildir.
KAYNAK :
Prof. Dr. DEMİRCİ Eşref