Web sitemize hoşgeldiniz, 09 Kasım 2024

KAZ BESLEME

REKLAM ALANI
KAZ BESLEME

Kaz yetiştiriciliğine son derece elverişli olan ülkemizde, kaz yetiştiriciliği genellikle Kars, Erzurum, Ağrı ve Van gibi doğu illeri ile Orta Anadolu ve İç Ege bölgesi köylerinde yapılmaktadır. Yapılan kaz yetiştiriciliği tamamen köy koşullarında olup, sadece ailenin kendi et ihtiyacının bir kısmını karşılamaya yöneliktir. Son yıllarda endüstriyel anlamda da (kaz karaciğeri ve tüyü) kaz yetiştiriciliği yapılmaya başlanmıştır. Ancak, kazcılık ülkemizde kanatlı hayvan yetiştiriciliği içerisinde oldukça gerilerde yer almaktadır. Kazlar, insanlar tarafından evcilleştirilen ilk kümes hayvanı olarak bilinmektedir. Çok zekidirler, kolayca öğrenirler ve iyi bir hafızaya sahiptirler. Büyüklük ve tip bakımından ördek ve kuğular arasında yer alırlar. Yaşam süreleri 20-60 yıl arasında değişmektedir. Fakat yetiştiriciler tarafından bu kadar uzun süre elde tutulmazlar. Elde tutulma süreleri yetiştirme tipine bağlı olarak değişir. Eti için yetiştirilen kazlar 3-5 yıl elde tutulurlar. Fakat geleneksel yetiştirmede bu süre 10 yıla kadar uzayabilir.

Kazların ticari değeri olan verimleri arasında eti, karaciğeri, yağı ve tüyü sayılabilir. Düşük düzeyde olan yumurta verimleri ise genellikle kuluçkalık olarak değerlendirilmektedir. Kaz eti yüksek besleyici değeri yanında, düşük yağ ve kolesterol içeriğine sahiptir. Ayrıca kaz ciğeri ülkemiz için henüz önemli olmasa da dünyada sevilerek tüketilen ve lüks lokantalarda kıymetli bir yemek olarak yerini almaktadır. Kazdan elde edilen yağ özellikle Kars ve çevresinde köy halkının kışlık yemeklik yağ ihtiyacını karşılamaktadır. Geleneksel olarak yapılan beslemede, genellikle Kasım-Aralık aylarında ilk kardan kısa bir süre sonra havaların soğumasıyla birlikte damızlıklar hariç tüm kazlar kesilir. Kesilen kazların eti, yağı, karaciğeri, tüyleri, baş, ayak ve bağırsakları da değerlendirilmektedir. Kaz tüyü, yastık, yorgan, yatak ve minder yapımında kullanılan kıymetli bir dolgu malzemesidir. Ancak ülkemizde kaz ürünlerinden para kazanıldığı söylenemez. Çünkü kaz yetiştiriciliği tamamen aile yetiştiriciliği şeklinde ve geleneksel olarak yapılmaktadır. Bunun nedenleri arasında; ülkemizin hiçbir yöresinde endüstriyel anlamda kaz yetiştiriciliğinin yapılmaması ve kazlarımızın verimlerinin çok düşük olması sayılabilir. Kazları diğer kanatlı çiftlik hayvanlarından ayıran bazı özellikler vardır.

Bunlar;

a.Otlatılabilmeleri: Kazlar iyi otlatılabilen hayvanlardır. Bu sayede yem giderlerinden %30 kadar tasarruf sağlanabilmektedir. Diğer taraftan kazlar çimleri en kısa kesen hayvanlardır. Kazlar, birinci haftadan itibaren çayırlarda otlayabilirler. Ancak kuru otların olduğu alanları sevmezler. Çayırların kalitesine ve kazların büyüklüklerine bağlı olarak, bir dönüm çayır 20-40 kaz için yeterli gelmektedir.

b.Yabancı ot mücadelesinde kullanılabilmeleri: Kazların belki de diğer hayvanlardan en ayırt edici ve ilgi çekici yanı bitki tarımında yabancı otla mücadelede kullanılabilmeleridir. Kazlar, genç yabani otları tanıyarak, esas bitkilere zarar vermeden yerler. Böylece kazlar tarımsal ilaç kullanmadan endüstriyel bitkilerin yabancı ot mücadelesinde tarlalarda kullanılabilirler.

c.Dayanıklı olmaları: Kazlar uygun bir şekilde barındırıldıklarında nadiren hastalanırlar. Tavuklarda sorun olan birçok hastalık kazlarda görülmez. Tavuklarda %5-10 arası ölümler normal karşılanırken, kazların ölüm oranları %1-7 arasında olduğu bildirilmektedir.

d.Ekonomik olmaları: Yetiştirilmeleri ve bakımları diğer kanatlılara göre kolay ve masrafsızdır. Hastalıklara dayanıklı oluşları sayesinde ilaç masrafları ve ölüm oranın düşüktür. Çok basit barınaklarda hatta zorunlu hallerde diğer hayvanların barınaklarının bir köşesinde kolaylıkla barınabilmektedirler. Civciv dönemlerinde biraz titizlik gösterildikten sonra bakımları kolay olup, hayatlarını sorunsuz olarak devam ettirebilmektedirler.

  1. Kaz Yetiştiriciliğinde Dikkat Edilecek Noktalar

a.Işık ve aydınlatma: Işık ile yumurta verimi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Aydınlatma, yaklaşık 14 saat olmalıdır. Genellikle yılda bir periyot yumurtlama yapan kazların iyi bir aydınlatmayla yılda 2 periyot yumurtlama yaptıkları, ve normalden 50 gün önce yumurtlamaya başladıkları da saptanmıştır.

b.Döl verimi, çiftleştirme ve suni tohumlama: Kazların damızlık mevsiminin (yaklaşık Aralık ayı başında) en azından 1 ay öncesinden itibaren çiftleştirilmeleri gerekir. Bir erkek, duruma göre 1-5 dişi ile çiftleşebilir. Genç erkek kazlar daha iyi döl verirler, fakat genellikle 2-5 yıllık yaşlarda en iyi üreme gücüne sahiptirler. Dişi kazlar 10, erkek kazlar ise 5 yıldan biraz fazla damızlıkta kullanılabilirler. Dişi damızlıklar ikinci yumurtlama yaşında olgunluğa ererler ve çıkış gücü de normale ulaşır. Bunun yanında iyi büyüyen ve Nisan-Mayıs aylarında kuluçkadan çıkan hayvanlar tercih edilir. Erkek kazların bazıları tek eşli olmaya meylederler ve bu durum döllü yumurta sayısını düşürür. Zaten az sayıda elde edilen kaz yumurtalarının döllülük oranının mümkün olduğunca yüksek olması arzulanır. Bu açıdan kazcılıkta suni tohumlama çok önemlidir. Erkeklerden masaj ve suni vajen ile alınan tohumlarla 9 ila 12 dişi tohumlanabilir. Tohum, erkeklerden 2-3 günde bir alınır ve dişiler her beş günde bir tohumlanır.

c.Barındırma: Kazlar genelde ekstansif yani açık alanda yetiştirilirler. Aşırı derecede soğuk ve fırtınalı havaların dışında yetişkin (6-8 haftalık) kazlar barınağa pek girmezler. Soğuk bölgelerde tavuk kümesleri, açık sundurmalar veya ambarlar, kazlar için barınak olarak kullanılabilir. Kaz kümeslerinin tabanına altlık olarak; saman, talaş, yonga veya kuru ot serilebilir. Bu altlık sık sık karıştırılır ve ıslak ve aşırı kirli olan kısımları atılır. Kazlar genellikle 6-8 hafta olduktan sonra kümeslere ihtiyaç duymazlarsa da şiddetli soğuklarda ıslak kalırlarsa zarar görebilirler.

d.Kuluçka: Yumurta toplama günde 2 kez yapılır ve özellikle soğuk havalarda 13 °C’de en fazla bir hafta depolanmalı ve 37,5 °C’de %75’lik bir nemde kuluçkaya bırakılmalıdır. Her gün 90 derece öne ve arkaya çevrilmelidirler. Genelde uygulanan kuluçka yönteminde yumurtalar önce 2 hafta süreyle kuluçka makinesine konduktan sonra iri tavuk, hindi veya kaz gibi hayvanların altına konur. Bir tavuğa 4-6, bir hindi veya ördeğe 10-12, bir kaza ise10-20 yumurta konulabilmektedir. Ayrıca kuluçka bölmesi yeterli genişlikte ve yumuşak altlıklı olmalıdır. Kuluçkaya yatırılan hayvanların ulaşabilecekleri mesafede yeterli yem ve su bırakılmalıdır. Kuluçka süresince yumurtalara 17. günden itibaren su püskürtülür ve yoğunluğu, embriyo gelişmesi ve yumurta soğutulur. Bu işlem solunum metabolizma plazma kullanımı üzerine olumlu etkisi sonucu, çıkış gücü % 82’ye kadar yükseldiği görülmüştür. Kuluçka süresi, Kanada ve Mısır kazlarında 35 gün, diğer ırklarda 29-31 gündür. Kuluçka sıcaklığı 37 °C civarında tutulmalıdır. Daha sonraları kuluçkanın bitimine doğru 30 °C’ye kadar düşürülmeli, yumurtalara su serpilmelidir.

e.Yemlik, suluk: Yemlikler yem saçımını önleyecek, suluklar da kazların içine giremeyecekleri ve suyu dökemeyecekleri şekilde tasarlanırlar. Bir otomatik suluğa başlangıçta 100-200, bir yemliğe de 125 adet palaz hesaplanır. Bu rakam çevre sıcaklığına ve hayvanların büyüklüklerine bağlı olarak değişir ve hayvanlar 6-8 haftalık oluncaya kadar 2’şer kat artırılır.

  1. Kazların Besin Madde İhtiyaçları:

Kazların besin madde ihtiyaçları gelişme dönemlerine göre farklı olup, beslenme programları 0-6. haftalarda civciv büyütme, 7-18. haftalarda piliç geliştirme ve damızlık dönemi olmak üzere 3 aşamada yapılmaktadır.

KAYNAK: HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI ( PROF. DR. TALAT GÜLER )

Etiketler:

REKLAM ALANI
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz